Sevgili arkadaşlar bir önceki yazımızın devamı olarak “Seslendirme” ile alakalı kaldığımız yerden devam ediyoruz!
Bir önceki yazımızda Ahmet arkadaşımızı hatırlıyorsak bugün için başka bir örnek;
Gamze bu işin farkına varmış, önemini anlamış ve diksiyon eğitimi almış. Önceki yazımızda anlattığımız gibi sorunları yok. Gamze daha akıcı düzgün diksiyona sahip bir arkadaşımız. Elbette buna kendisi karar veremez. Yani elinde bir sertifikası bile olabilir. Neyse biz iyi olduğunu düşünerek yolumuza devam edelim.
Evet Gamze bir level atlamış gibi görünüyor fakat seslendirme işinde daha yolun başında! Bundan sonra yapması gereken, özellikle reklam seslendirmeleri konusunda kendini geliştirmeli ve bu konu da bundan sonra dikkat edilmesi gereken bazı detaylara eğilmesi gerecektir.
Öncelikle tiyatro eğitimi bu konuda çok önem teşkil etmektedir. Neden derseniz; şöyle basitçe anlatmaya çalışayım. Şimdi kafamızda bir reklam canlandıralım. Reklam metnimiz çocuklara yönelik olsun. Reklam metninin ne olduğu tabi ki önemli fakat buraya şimdilik herhangi bir metin yazmayacağım.
Gamze’yi bu reklamı okumak için stüdyoya çağırdık ve reklam işini veren müşteride Gamze’yi dinlemeye geldi. Gamze reklam metnini okumaya başladı fakat müşteri mutlu olmadı! Evet aslında düzgün bir Türkçe ile okuyor ama yolunda gitmeyen bir şeyler vardı!
Şimdi ben neyin olmadığını biliyorum fakat Gamze’yi de bu işi yapar diye çağırdık. Haliyle müşteri mutlu olmadı. Nedenine gelecek olursak arkadaşlar; Gamze reklamı okurken yüzünde hiç mimik yoktu. Hatta kaşlarını çatarak okuyordu. Bu durum sesine yansıyordu…
Arkadaşlar şunu unutmayınız ki; yüzünüzdeki tüm mimikler reklamı okurken sesinize yansır. Reklam metni okurken aynı zamanda o reklamı oynamanız gerekir! Yani burada yaratıcı drama eğitimi de işin içine giriyor…
Eee işler biraz zorlaşıyor gibi hadi hayırlısı…. DEVAM EDECEK