İlk çağlardan itibaren insanlar müziğin etkileyici olduğuna inanarak kendi seslerini kullanmışlardır. Müzik bilimcilerin hepsi kendi sesini iki biçimde kullandığına inanmaktadır;
birincisi sözlerin hâkim olduğu baskın olan seslerdir. Logogenik olarak adlandırılan bu yöntemde ses bir araç olarak kullanılır.
İkinci olan yöntem ise; sözlere bağlı kalmadan duyguların kuralsızca ifade edildiği pathogenik yöntemdir.
İnsanlar kendi seslerini keşfettikçe, seslerini daha güzel kullanma çabası içerisine girmişlerdir. Kendi seslerini daha iyi kullanma çabasında da yeni yöntemler geliştirmişlerdir. Bu yöntemlerden yararlanarak da sesleri ile yapılabilecekleri daha da geliştirmişlerdir.
Sesin kontrol altına alınması, daha doğru tonlamalarla düzgün kullanılmasını sağlamıştır. İnsan sesinden yararlandıkları dönemlerde, sesi taklit etme isteğiyle farklı enstrümanlar keşfetmişlerdir. Sözlü müziklerin içerisinde enstrümanların kullanımı ile de sesin daha ön plana çıkmasını sağlamışlardır.
İnsan sesinin; dünya üzerinde kontrollü bir biçimde kullanabileceğiniz en uygun doğal ses biçimi oluşturur. Sesler, ses tellerinin titreşmesi ile oluşmaktadır. Bu titreşimler frekanslar sayesinde oluşurlar ve frekansları doğru olarak biçimlendirebilmek için şarkı söylemek gerekir. Bir ritm halinde sesi kullanabilmek için melodilerden yararlanmak gerekir. Her doğru frekans doğru notaların duyurulmasına yol açar, yanlış frekanslar da bozuk sesi tetikleyerek kötü çıkmasına yol açar.
Her insanın kendine özgü ses tınısı bulunur ve bu ses tınıları ise geliştirilebilir. Seslerin gürlüğü, ses tellerinin uzunluğu da kişiye göre farklılık göstermektedir. Seste bulunan bu gürlüklerin ya da ses renklerinin ‘ses eğitimi’ ile geliştirildiği de denenmiş tekniklerdendir. Bu özelliklerin dışında ses genişliği de yani ses aralığı da şarkıcılar ve seslendirme sanatçıları için de önemli bir yer tutmaktadır. Bu genişliklere göre de kadın ve erkek sesleri de sınıflandırılır.
Kadınlar ve erkeklerde;
Kadınlar; kalın tondan ince tona doğru; alto, mezzosoprano ve soprano olarak sınıflandırılır.
Erkeklerde; kalın sesten ince sese doğru; bas, bariton ve tenor olarak da adlandırılır.
Bu sınıflandırmadan yararlanılarak; seslendirilecek ürüne göre cinsiyet seçilebilir. Bazı ürünlerde erkek seslerine ihtiyaç duyulurken bazı seslendirmelerde ise kadın sesinden yararlanılmaktadır. Sınıflandırma yöntemi de doğru sesi bulmada en büyük yardımcıdır.